Bilmediğiniz Ama Okuyunca Hep Anlatacağınız Kitaplar

Yaz geldi, herkesin günleri uzadı, yapacak işler azaldı. Evlerde, sahilde, tatillerde uzanıp kitap okuma zamanları geldi. O zaman size şimdiye kadar adını sık duymadığınız belki de hiç duymadığınız ama okuyunca edebiyat haznenize bir mücevher daha katacağınız kitaplar öneriyorum. Okuduktan sonra yorumlarınızı paylaşırsanız sevinirim.

1.Watership Tepesi: Richard Adams

1972 yılında İngiliz yazar Richard Adams tarafından yazılan eser yurtdışında bir çok övgüye mazhar olmuştur.  The New York Times “Olağanüstü… Büyülü bir şekilde yazılmış ve unutulmayacak bir eser,” olarak değerlendirmiştir. Kitabın kahramanları tavşanlar. Konusunu size anlatıp heyecanını kaçırmak istemiyoruz. Ancak kitap hem tavşanları tanımak hem de tavşanlar üzerinden insanlık tarihini anlamak için birebir. Bu kitabın birçok dizi ve kitaba da ilham olduğunu söylersek daha çok dikkatinizi çekebilir. Ek olarak  Stephen King’in en sevdiği eserlerin arasında Watership Tepesi yer alıyor. Yazarının çocuk kitapları yazması da sizi yanıltmasın, keyifle okuyacağınızdan emin olabilirsiniz. Richard Adams’a Carnegie Madalyası kazandıran başyapıt, ülkemizde Arka Bahçe Yayıncılık tarafından  yayınlandı.

2.Kasvetli Ev: Charles Dickens

Çağdaş Noel mitinin yaratıcısı Charles Dickens deyince akla Büyük Umutlar, Oliver Twist, David Copperfield geldiğini biliyoruz. Ancak yazarın en karmaşık, karanlık ama en güçlü toplumsal eleştiri getiren kitabı olarak nitelendirilen Kasvetli Ev’i duyan azdır. İki farklı anlatıcı (yazar anlatıcı ve ben-anlatıcı) tarafından farklı teknik ve üsluplarla hikaye anlatılmaktadır. Ana hikayenin çerçevesinde iç içe birçok hikaye ve güçlü karakterler bulunmaktadır. Eser 19.yüzyıl İngiltere’sindeki sarsıcı değişim ve yıkımları anlatıyorken bunu edebi anlamda da zorlayıcı bir yöntemle yapıyor. Bu karanlık ve eritici ortamın yüzyılları aşarak dünyanın farklı birçok bölgesinde varlığını sürdürdüğünü de eklersek okumak için bir nedeniniz daha olabilir. Eser Yapı Kredi Yayınları tarafından yayınlanmıştır. Kitabın 992 sayfa olduğunu da belirtmeden geçmeyelim.

3.Sayın Başkan: Miguel Angel Asturias

1967 yılında yazarına Nobel kazandıran kitap 1933 yılında yazılmış ancak 1946 yılında basılabilmiştir. Asturias,  Gabriel Garcia Marquez’le anılan “Büyülü Gerçeklik” akımının kurucusudur. Bize Gabo’yu kazandıran yola ilk taşı koymuştur. Kitapta bir kurguya inanan ve onu yaşayan bir ülkenin insanları anlatılmaktadır. Ülke, Latin Amerika’dadır ve bir adı yoktur. Herkesin “Sayın Başkan” dediği ama adını söylemedikleri birisi tarafından yönetilmektedir. Ancak hikayenin Guatemala’da yirmi iki yıl hüküm süren ve bir korku hükümdarlığı kuran Manuel Estrada Cabrera dönemini anlattığı da söylenmektedir. Eser daha önce Cem Yayınları ve Can Yayınları tarafından basıldı. Yeni baskısı 2016 yılında Yordam Kitap tarafından yapıldı.

4.Kağıt Ev: Carlos Maria Dominguez

“Bazı insanlar kitap okumaz,  bazıları okur ve kimileriyse okumakla kalmayıp onlarla birlikte yaşar.”

Kitabın tanıtım metninden aldığımız bu cümle kitabı okurken nasıl bir dünyaya gireceğinizi tam anlamıyla özetliyor.  Kitaplara aşkla bağlı olanlar bilir, okumak eylemi bir süre sonra sadece metinlerle değil nesnelerle olan ilişkinizi de değiştirir. Okuma eylemine araç olan kitap bir nesne olarak arzunuzun nesnesi haline gelebilir. Bir bibliyofil olan Carlos Brauer’in arkasında bıraktığı kitaplardan yapılma “Kağıt Ev” bunun tepe noktası olarak beynimize kazınabilir.  Sonrasında ya aşkınız depreşecek ya kendinize bir ket vuracaksınız.

5.Buz Sarayı: Tarjei Vesaas

İskandinav edebiyatını sevenlerin baş ucundan ayırmayacağını düşündüğüm bir kitapla sizleri tanıştıralım. Vesaas, İskandinav Edebiyat Ödülü’nü almış ve Nobel Edebiyat Ödülü’ne aday gösterilmiş bir yazar. Türkç’ye çevrilmiş  Buz Sarayı dışında “Kuşlar” isminde bir eseri daha bulunuyor. Kuzey’in olaylara serin, gerçek ve yoğun bakışını bir kere daha hissettiren bir eser “Buz Sarayı”. İki kız çocuğu Siss ve Unn, dünyanın var olduğuna inanılamayacak kadar masalsı bir bölgesinde birbirlerine ve hayata tutunmaya çalışıyorlar. Ama ötekini tanımanın ve hem hal olmanın o kadar da kolay olmadığını yaşayarak öğreniyorlar.

Devam edecek…

 

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.